Mine G. Kırıkkanat: Bahis av ise gerisi savdır

 
Mine G. Kırıkkanat: Bahis av ise gerisi savdır Mine G. Kırıkkanat: Bahis av ise gerisi savdır

Ulu Çoban Makropiç, yerinden fırlayıp: “Neredeydiniz lan! Tavşan nerede, bu ne?” diye bağırmaya başladı. Mikron avcılar, nihayet göründü. Bu yılki yarışmada, Makronezya taygasına üç yaban tavşanı salınacak; Makron, Mikron ve Bitan takımları arasından tavşanı en hızlı yakalayıp jüriye teslim eden, büyük bir votka fıçısından ibaret birincilik ödülünü kapacaktı. Makron takımın şampiyon ilan edilmesi için Mikronları beklemekten başka bahis kalmamıştı. Ödü kopan tavşanlar taygaya salınır salınmaz kurşun hızıyla gözden kayboldular. Bitan takım sağa sola seğirtip, avın nereye saklandığını görürüm diye ağaca tırmanan bir avcının dal kırılıp otlar arasındaki tavşanın üzerine şans eseri düşmesiyle amacına ulaştı. Tabiidir ki Makronezya müstebidi Potin, Mikronezya müstebidi Muktedir Makropiç ve Bitania müstebidi Mukteber Sisikovski’nin jüri kurulunu oluşturdukları Av Olimpik, kulakları sağır eden bir top atışıyla başladı. Av Olimpik’lerde her adanın seçkin avcı bekçileri yarışıyordu. Siyah üniformalarıyla Darth Vader’a taş çıkartan takımı karşısında gören tavşanın kalbi duruvermiş; Makronlar yarışı 15 dakikada tamamlamıştı. Makronezya, Mikronezya ve Bitania’nın bekçi teşkilatlarına heyecan ve gerilim egemendi. Disiplinli Makron ekip tavşanı çok geçmeden buldu, tutmasına da gerek kalmadı. Aradan bir saat geçmiş, Muktedir Makropiç öfkeyle soluyor, diğer müstebitler edeple sıkılıyor, şampiyon Makronlar votka fıçısına yumulmak için sabırsızlanıyordu. Pestili çıkmış hayvan jüriye teslim edildiğinde start’ın üstünden yarım saat geçmişti. . Avcı bekçiler de peşlerinden. Ancak beklenenler gelmek bilmiyordu. ”",. . Makronezya istibdadı tarafından iki yılda bir düzenlenen Av Olimpik başlıyordu. Yanlarında kelepçelenmiş, ağzı burnu kan içinde bir boz ayı sürüklüyorlardı. . Makron müstebit Valdemir Potin, tabii ki Ezya arşipelindeki tüm adaların yarışmaya katılmasını isterdi ama emperyal üstünlüğüne en içten biat eden iki istibdadın teşkilatlarıyla yetinmek zorundaydı. Yanıt, ağlamaklı boz ayıdan geldi:“Ben bir yaban tavşanıyım, ben bir yaban tavşanıyım. .

Mine G. Kırıkkanat: Bahis av ise gerisi savdır

Aradan bir saat geçmiş, Muktedir Makropiç öfkeyle soluyor, diğer müstebitler edeple sıkılıyor, şampiyon Makronlar votka fıçısına yumulmak için sabırsızlanıyordu. Yanıt, ağlamaklı boz ayıdan geldi:“Ben bir yaban tavşanıyım, ben bir yaban tavşanıyım. Makron takımın şampiyon ilan edilmesi için Mikronları beklemekten başka bahis kalmamıştı. Siyah üniformalarıyla Darth Vader’a taş çıkartan takımı karşısında gören tavşanın kalbi duruvermiş; Makronlar yarışı 15 dakikada tamamlamıştı. Mikron avcılar, nihayet göründü. . . Tabiidir ki Makronezya müstebidi Potin, Mikronezya müstebidi Muktedir Makropiç ve Bitania müstebidi Mukteber Sisikovski’nin jüri kurulunu oluşturdukları Av Olimpik, kulakları sağır eden bir top atışıyla başladı. Makron müstebit Valdemir Potin, tabii ki Ezya arşipelindeki tüm adaların yarışmaya katılmasını isterdi ama emperyal üstünlüğüne en içten biat eden iki istibdadın teşkilatlarıyla yetinmek zorundaydı. . Makronezya, Mikronezya ve Bitania’nın bekçi teşkilatlarına heyecan ve gerilim egemendi. ”",. Yanlarında kelepçelenmiş, ağzı burnu kan içinde bir boz ayı sürüklüyorlardı. Av Olimpik’lerde her adanın seçkin avcı bekçileri yarışıyordu. Avcı bekçiler de peşlerinden. Makronezya istibdadı tarafından iki yılda bir düzenlenen Av Olimpik başlıyordu. Disiplinli Makron ekip tavşanı çok geçmeden buldu, tutmasına da gerek kalmadı. Ulu Çoban Makropiç, yerinden fırlayıp: “Neredeydiniz lan! Tavşan nerede, bu ne?” diye bağırmaya başladı. Pestili çıkmış hayvan jüriye teslim edildiğinde start’ın üstünden yarım saat geçmişti. Ancak beklenenler gelmek bilmiyordu. Bu yılki yarışmada, Makronezya taygasına üç yaban tavşanı salınacak; Makron, Mikron ve Bitan takımları arasından tavşanı en hızlı yakalayıp jüriye teslim eden, büyük bir votka fıçısından ibaret birincilik ödülünü kapacaktı. . Ödü kopan tavşanlar taygaya salınır salınmaz kurşun hızıyla gözden kayboldular. Bitan takım sağa sola seğirtip, avın nereye saklandığını görürüm diye ağaca tırmanan bir avcının dal kırılıp otlar arasındaki tavşanın üzerine şans eseri düşmesiyle amacına ulaştı.